29 Nisan 2010 Perşembe

Stockholm Rädda Slussen, så här vill vi inte ha ett framtida Slussen och instängt Södermalsmtorg och människofientliga bygnatspolitik; On altıncı yazı

Eski kent/gamla stan en iyi nereden izlenir? Slussen! Güney’den.

Şimdi, burası daha çok trafik keşmekeşi ve gaz zehiri ile daha çok baş ağrıtacak. Bu konuda bir direniş, bir halk muhalefeti oldu.

Bu hareketin önünde koşanlardan biri Bitte. Bitte’yi karlı bir günde Gamlastan karşısında tanıdık. Bize buraların neden değiştiğini ilkin ironik olarak sordu. Biz bu ülke ile ne kadar ilgiliyiz bunu kavramak istemişti. Ardından bir çevre toplantısı önerdi.

Bitte, Kulturhuset çevre toplantısından karamsar ayrıldı ogün. Çevre konuları konuşulmadı, diye yakındı o gün. Haftalar geçti geçende Bitte ile karşılaştık. 'Jag uptagen, Slussen'de sergi yaptım, meşgulüm,' dedi. Söylediği yere gittik. Bu fotoğrafları çektik. Kendiliğinden oluşan bu canlı muhalefet
Slussen için tasarlanan gelecek projesine karşı çıktı. Neden? Bunları anlatan konuşmalar yapıldı. Üç kişi ile başladı ve yoldan geçenlerin katılımı ile birkaç yüz kişi, beş altı saat boyunca bir kaç bin kişi ile müzik eşlikli bir izlenceye dönüştü. Bitte orada öndeydi.

Değerli İzleyici,

Bu blog, İsveç’ten haberler veriyor. İsveç, Stockholm, burada yaşayan ve Türkçe düşünce dili olanlar bu blog ile bazı olayları izleyebilirler. İsveç’te yaşayıp da bu ülkedeki oluşumları izlememek de var! Bu nasıl olur demeyin! Getto mantığı ile ile bu kentte yaşanlar, Slussen yok oluyor!

Bakın burada yurttaşlık hakları olan Türkiye kökenlilerden söz ediyorum. Buranın kaynaklarını kullanan insanlar bunlar! Bu ülkenin birikim, deneyim, refah, bilgi ve yetişmiş insan kaynakları üzerinde yaşayan bu insanlardan kaç kişi Slussen konusunda bilgi sahibidir? Sorabilirsiniz! Evet!

Slussen Stockholm’un kalp vuruşlarının işitildiği yerdir. stockholm, akciğerleriyle buradan kente oksijen verir.Bu kalp vuruşlarını ve oksijen kanallarını şimdi yok etme tasarımları yapılıyor. Bitte ve onun gibi yurttaş olma, yediği - içtiği topraklarda insan olma etiği ile yaşayanlar;'Rädda Slussen,' Slussen'i Kurtar, diyorlar. Sen de katıl!Siyasi tartışmaları ve kamplaşmaları bir yana bırak, Başkent olan Stockholm için kolları sıva. Stockholm elden gidiyor!

Çevrecilerin gücü yetmeyecek kadar büyük dalgalar, rant kavgaları burada yeşil alanları vuruyor. Söder, Güney yeşilleri, inşaat/yapı rantı ile Başkent akciğerleri sönecek! Gerekçeleri;Stockholm'de ev, konut darlığı! Doğru değil!

Bu konuda kavgayı siyasetçilerle çevreciler arasındaki farklı görüşleri 'bana ne,' diyerek bir kıyaya bırakmak olanaklı mı?

Stockholm’de yaşayanlar, size soruyorum! Buranın suyunu içen, ekmeğini yiyen Türkiye kökenli insanlar, sokağa çıkın, Slussen’e gidin ve oradaki uğraşıyı görün.

Sevgi, İçtenlik...

Tekin SonMez, 29 Nisan 10 Stockholm

7 Nisan 2010 Çarşamba

'För dem är Volvo alltid svenskt' 1920'lerde Volvo bir ütopyadır. İsveç’in 'nationelklenoder' birisi olan Volvo şimdi 'kinesiskt'; On altıncı yazı

Her Volvo PV ayrı bir ruh sahibidir koleksiyonculara göre. Onlar için 'Volvo her zaman İsveçlidir.' Evet!

Bir marka olarak geçenlerde Çinliler tarafından satın alınan ve İsveç’i, İsveçlileri duygu romantizmine boğan Volvo’ya tarih zinciri içinde serin duygu ile ve yansızlıkla bakalım.

1927’de Göteborg - Hisingen’de bant dönmeye başlar ve ilk üretim yapılır. Bu yılı takip eden bazı yıllarda yeni modelleri üretilerek piyasaya sürülür. Otomobil ve motor endüstrisini tetikleyen ikinci dünya paylaşım savaşından önce Volvo’nun bir marka olarak teknoloji sahnesine çıkması o yıllarda kalkınma hamlesi yapamamış bir İsveç toplumu için büyük bir cesarettir.Değerli İzleyici,

1920’li yıllar İsveç’te bugünkü durumun tahmin edilmesi bile bir ütopyadır. Bununla birlikte Volvo’nun, Almanya’da Wolksvagen’e benzer bir yol izlediği söylenebilir.

Örneğin 1958 model bir Volvo Duett, PV 445 görüntü ve işlevsel açıdan kalkınma dönemi sürecine yeni giren ya da girmeye gayret eden ülkelerin aile arabası havası izlenimi verir.

1920’li yıllara gelinceye dek, ABD’in varoluş çekimine kapılarak giden yaklaşık bir milyon İsveçli, aslında bu ülke açısından yüzyılın en büyük beyin göçü sayılmalı.

Bununa birlikte Volvo 1927’de bugün ulaştığı popüler çizginin çok ötesinde hayal edilmekle birlikte, dünya standartları evrilmesini çok iyi izlemekle hem ayakta kalmış ve ikinci dünya paylaşım savaşı felaketini atlatmış hem de bugünkü silinemezlik değeriyle dünya piyasasında bir değer olarak yer sağlamış ve alıcıların yüreklerinde de yer etmiş.

Bu durumu görüyoruz. İsveç’te 1997'de bir Volvo (severler) Kulübü kurulmuş. Volvo’nun ilk yapım yılı olan 1927’den tam elli yıl sonra ve ellinci yıl kutlamalarında kurulan bu kulüp bugün 5800 üyesiyle çok aktif bir dernekçilik düzeneği içindeler.
“Çinliler Volvo’yu satın aldılar, fakat Volvo yaşamsal geleneği ve kökleriyle her zaman İsveçlidir,” diyorlar dernek üyeleri. Evet, bu bir nostalji kulübü fakat sosyal etkinlikleriyle va varsıl ve işlevsel dayanışmalarıyla sosyal bir güçtür. Görünürde yaptıkları fazla bir şey yok. Bununla birlikte en büyük Volvo koleksiyonlarına sahipler ve bu da milyon değerlerdedir.

Bir nostalji kulübü var İsveç'te evet. Fakat konu o denli önemli ki Dagens Industri adlı gazete Reet Waikla imzalı, Jack Mikrut’un fotoğraflarıyla göbekten iki sayfa tam haber röportaj yayımladı. Kulüp sorumlusu Kenneth Knutsson, Stockholm kulüp lokalinde dedi ki; 'Kökleri, geleneği İsveç'tedir ve biz, “Volvo PV-Klubben," 5800 üyemizle bu geleneği sürdürüyoruz.'

Dikkatle gözlenirse bu durum salt nostalji ya da hobi değildir. Değer bakımından da bu böyledir. Bugün 1965-66 spor model 120.000 ile 150.000 krondan başlar ve 170.000 krona kadar çıkar.

P 1900 bugün ekstrem, olağan dışı bir fiyatla 500.000 kronun üstünde alıcı buluyor. Evet! Dünyanın en büyük otomobil markası kulüplerinden birisi olan “Volvo PV-Klubben,” 5800 üyenin etkinliğiyle sürüyor ve Çinliler olasıdır ki böyle ulusal kökleri olan bu markayı alırken gelecekteki alıcı potansiyelini düşündüler.

Kulüp üyeleri;'dedem bu Volvoyu satın aldı ve şimdi benim,' diyor. Bu da kuşaktan kuşağa varsıl bir gelenek işte.

Bu satırların yazarı; 'bu volvo dedemden' diyemediği için yanda görüldüğü gibi bu tür eski SAABların çevresinde dolandı! Fakat böyle bir hobi ve nostalji için zaman ayıramadı.
Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 7 Nisan 2010, Stockholm