26 Şubat 2011 Cumartesi

Stockholm, metropoliten Başkent. Den samlade upplagan för svenska dagstidningar backade med 3,6 procent under 2010.

Stockholm salt bu değil! Bilim / kültür dünyası için gözde Nobel Ödülleri kenti. Kitaplar kenti...

Birkaç kilometrelik, dünyanın en uzun kitap sergisi buradadır.

Dünya ve nüfus oranlarına göre öteki kentler; en çok kitap, bu kentin yüreğinde zenit marka bir saat gibi ömür sayacını aşarak yaşar evet.

Stockholm bu kentin adı. Yüzde yüz okur yazar oranıyla dinamik bir toplum.

2011’de bu ülkenin, bir anlamda İskandinavya’nın sosyal/kültürel kalbi de Stockholm.

Konu, nirengi noktasını bu toplumsal yapı/taşlarından alıyorsa, gazeteler hem de bu kentte okur yitiriyorsa...

Bu konuya nasıl yaklaşabilirim?

Bir yaklaşım var bana göre! Durduğum, bulunduğum yer!

Dünyada olup bitenlere, ben buradan bakıyorum. Bakın ne oldu? Kısa sözde ne yok, ne var? İsveç’in en büyük iki gazetesi okur bulamaz duruma düştüler. Bu ne demektir?Kitap, gazete okuyan toplumsal yapıda eksen kayması mı oldu? Toplumsal yapı taşlarından olan bu konuya analitik pertavsızla bakabilir miyiz? Toplumdaki ekonomik ve sosyal kutupların yer değiştirmesi gibi, belki. Hemen üstteki duyuruda, DN ‘smart frukost’ akıllı kahvaltı ile zuhur etti!

Bu gazete ile birlikte bir hamburger, bir kahve, bir de soğuk içecek toplam 39 kron. 10 lira yaklaşık. Bu gazetenin satışı bunun yarısı ki, 5 lira. Geriye kalanı siz hesap edin.

SvD ise abone avı peşinde koşuyor ve gazete tomarları dağıtıyor. Bedava gazete Metro, Stockholm’de en büyük olduğunu ilan etti. Birşey var! Teoriler bir yanda durur! Gerçek kendi mecrasında akar gider! Sonunda DN de açıklama yaptı. 'Den samlade upplagan för svenska dagstidningar backade med 3,6 procent under 2010.'

Toplam günlük İsveç gazeteleri, 2010 yılı içinde 3,6 oranında gerilediler. Bir önceki yıla göre geçen yıl 130.000 adet fark ortaya çıkıyor.

'Dagens Nyheter minskade 18.000 står nu pa exemplar, men tidningen står nu god ekonomisk grund, enligt chefredaktör och vd Gunilla Herlitz.'

Şef redaktör Gunilla Herlitz göre, DN 18.000 adet geriledi fakat gazete şimdi iyi bir ekonomik temeldedir. Ona göre uzun yıllar çok iyi giden SvD günlük tirajı geçen yıl her gün 4.100 adet düştü.

Akşam gazetelerinin durumu daha da zor ve bu habere göre İsveç'in en büyük gazetesi Aftonblodet her gün için 38.400 adet kaybetti. Onun rakibi Expressen adlı gazete, yine bu habere göre 286.500 adet satılıyor ve günlük tirajı 4.500 adet düştü.

İlan ve reklam gelirleri ile metro girişlerine bırakılan parasız gazeteler çağı başlamıştı ve fakat şimdi bunlar öne geçtiler bir numara olduklarını da aşağıdaki çift sütunla duyurdular.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 26 Şubat 2011, Stockholmİlk fotoğraf; Stockholm, Kraliyet Drama Tiyatrosu önünde kitap okuyan antik yontu...
Haber: Dagens Nyheter 25 Februari 2011, s.22

Fotoğraflar: Feryal Özkale Sönmez, Şubat 2011, Stockholm

7 Şubat 2011 Pazartesi

Målarnas målare har Zorn ofta kallats. Han är hundra femtio år nu.

Anders Zorn, 16 Şubat 1860’da doğdu. Bu ne demektir? O, doğum günü hesabıyla, Zorn 150 yaşında, demektir.

Nirengi noktası ise gelmiş geçmişlerin en iyilerinden bir resim dehasının yaşamı, sanat ile bugün de sürüyor demektir.

Ölümsüz, sözü yer alır konuşmalarda, kimi olaylar ya da kimilerinin dünyasal varlıkları için.

Değerli İzleyici,

Siyaset, sanat, kişileri olduğu gibi, inanç ve din açısından kimi durumları, olguları toplumlara onaylatan ve toplumları yönlendiren kişiler de ölümsüzlük zırhı ile donatılır.

Örnekse İsa/Jesus ve Buddha da bunlardandır. İnanç ve din açısından ölümsüzlük konusu her zaman her yerde vardır.

Tartışılmaz bir olgudur bu. Kaldı ki inanç tartışma konusu oluyorsa, orada yaşam alanları da tartışılıyor demektir.

İster Jesus, ister Buddha bu mavi gezegenin sonuna dek bazı insanlar için ölümsüzlükleriyle insanlığın bellek dağarında yaşayacaklar. Belki, insanlık başka gezegenlere de taşıyacak, götürecektir onların ölümsüzlüklerini.

Öte yandan, ölümsüz sözü sanat cephesinde çok az kişi için kullanılır. Ergiyen süre, akıp geçen yüzyıllar bir dönem ışıltı saçan kimi sanat okullarını da müzelik konuma ulaştırır.

Sanat okulları bir yanlarıyla, 'talep arz' yasalarına göre şekillenir ve sürer ve moda dalgalarına göre ilerler ya da bir süre için sahneden iner ve belki geçici olarak bellek siler.

Bu okullar yenilik adı ile yerlerini başka akımlara bırakırlar.

Genel açıdan sanat, akarsu yatakları gibi, böyle bir diyalektik gerçeklik yatağında, akar gider. Su kaynakları kuruyunca, su tükenince ırmak adı alan olgu da yok olur.

Sanat da böyledir! Işıltılı sanat okullarının en önde gelenleri de tek tek tozlu müze depolarında yer bulurlar yavaş yavaş.

Anders Zorn da sonuç olarak ‘naçiz vücudu’ ile doksan yıl önce dünyanın çilesini çekmekten kurtulmuş... Anders Zorn konusunda yaptığımız yayının bir nedeni de ortaya çıktı.

Zorn için gerçek yaşam olan, sanatı ile soluk alıp vermesi ise sürüyor. Bu nasıl oluyor, diye bir soru geldi!

Sanatın ölümsüzlüğü çok tartışılır! Ölümsüzlük tanırılara özgüdür, diyenler de vardır. Ne eksik ne fazla, sanatın ölümsüzlüğü, insanoğlunun ölümsüzlük sınırları kadardır.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 7 Şubat 2011, Stockholmİlk foto; Anders, i İstanbul 1886, efter tyfoidfebern.

İlk resim; Emma Zorn (1894) olja duk 128 x 87

ikinci resim; Kol Margit, 1901, olja, Nationalmuseum, Stockholm

Üçüncü resim; I Eldhuset, 1906, olja 120 x 90, Zornmuseum

Dördüncü ve son resim; Brödbaket (1889) olja