İçeriye girince deniz ürünleri başta olmak üzere tüm balık, kuş çeşitleri ile en iyi et ve türlü ağız tadına ses veren meze marketlerinin burada olduğunu hemen anlıyorsunuz. Keskin sirkeli baharat kokuları yok! Hayır!
Ender balıklar kasalarla geliyor. Salt balık satış yeri değil burası.
Yemek için ayrılmış yerler, bar türünden yüksek taburelerde içki yerleri, bahçe havasında dışarıya servis, 18. yüzyıl oturma köşeleri ile de çok şirin ve çekimli bir atmosferi var Saluhall'in.
Stockholm'un atan kalbi, özellikle balık çeşitleri açısından, tam on ikiden vurabileceğiniz bir yer burası.
Kuzey Almanya’dan, İtalya ve Fransa’dan ide ve eskiz esinlerine açık, yoğun sentez çalışması yapılır yapının kuruluşu başlamadan önce. Onuncu yüz yıl Viking balık yeme zevki de var. Viking avcılık hobisi de burada.
Hem de Saluhall’de en görkemli orta köşede, sekizgen bir grafikle tüm çevreye servis yapabiliyor.
Teraslanmış tavana doğru kitap rafları av ve avcılık kitapları ile dolu. Av üzerine edebiyat kitapları da var.
Modern müzelerde pek çoğu sergilenen takım taklavat avadanlıklarıyla buraya kondurulmuş bu yapı 1888’e tarihleniyor.
Modern dünyada zevk ve para sahiplerinin sığınacakları bir yer diyebiliriz buraya.
30 Kasım’da Kral Oscar II açılı ile 30 Aralık 1888’de halkın hizmetine sunulur.
Paris Eyfel Kulesi’nde görülen demirin kullanımından bir ide olarak etkilenen mimari var. İçeriye girildiğinde İsveç ahşap zevki ile ağaç işlemeciliği doyurucu bir düzeye yükselir.
Östermalm’da üç bankerin girişimi ile ortaya çıkan ve halkın kaliteli yeme içme kültürüne, kaliteli bir şekilde yanıt verme ilkesiyle bu hal binası tasarımı gerçekleşiyor.
Sevgi, içtenlik...
Tekin SonMez
Stockholm, 27 Ocak 2010