Bazan bir konuda, bir olayda o tarihin sonu geliyormuş gibi bir etki alırız, bir duyguya kapılırız.
İsveç’te olun, nerede olursanız orada bu duygu başka başka konularda ve olaylarda gelir bulur kişiyi. Bireysel yaşam da böyledir. Aşağıdaki karede bulunan kız çocuğu, İsveç tahtının varisi Bayan Viktoria'dır. Bakın nereden nereye...
Çiğneme engelleri nedeniyle lokmalar zor yutulur, gözlük olmadan gazeteye bakılamaz ve sözcükler hızla değil tek tek pirinç taneleri gibi minnacık dokulur ağızdan.
İsveç'de bir şeyler oldu, galiba. Tarih, hem kendi gündemini diyalektik olarak sürdürüyor hem de kimi bireylerin ve toplumlarun tarihlerini de sessizce usul usul hazırlıyor.
Sağdaki fotoğrafta monarşinin simgesi bugünkü Kral, o günkü genç Carl XVI Gustaf 1973’de taç giyme töreninde.
İlkin ne oldu? Bir sıralama yapalım. Monarşiyi sürdürmeye kararlı bir kesim İsveç halkı, saltanatın devamını sağlayacak Bayan Viktorya’nın ileride taç giyecek ilk çocuğu doğduğu için sokağa döküldüler.
Nereye dek? Bilen yok! Fakat tarihin tekerleği o konuda bir gün duracak, tıpkı, çiğneme engelleri olan yaşlı bir insanın lokmaları yutma zorluğu gibi bir sendeleme ile bir nokta gelecek. Yaşamın eytişimi getirecek bunu ister istemez.
Tacın varisi Bayan Victoria’nın bir kızı oldu ve monarşi hayranları sarayın önünü doldurdu. Bu demektir ki topumsal tarihin tekerleği bir gün, bir yerde, birileri için, bireylik tarihininin tekerleğini de durduracaktır. Yaşayan görür.
Aslı şudur, bir yerlerde bir şey dururken bir şey de başlar...
Sevgi, içtenlik...
Tekin SonMez, 29 Şubat 2012, Stockholm