22 Ağustos 2009 Cumartesi

Skansen, minyatür bir İsveç gibidir; Altıncı yazı

Değerli İzleyici,
Elinizdeki minik bir tanıtım broşüründe; “Skansen, minyatür bir İsveç gibidir,” tümcesini görürsünüz. İsveç’i görme açısından dağınık izlenimlerle mutlu olanlar için bu tanıtım yeterlidir.

Fakat öteki bir açıdan yeterli değildir İsveç için. İsveç bir Skansen değildir hiç! Bununla birlikte Skansen’e gittiniz. Giriş terminalindeki boşlukta gördükleriniz ‘muhteşem’ bir karşılama anlamı içermedi. Genel İsveçli, daha özü İskandnavyalı karakteri gösteriş düşkünlüğünden uzaktır. Görülmesi gerekenlerin yalın içeriği bozulmadan dosduğru sunulur gelen her izleyiciye.

Daha doğrusu, temel olan, verilmek istenen nesnel durumdaki doğal güzellik bozulacak ise gerektiği zaman abartı gibi algılanacak tanımlardan kaçınır İsveç; genel kimlik, kişilik budur.

Skansen de ise bu olgu, daha özenle yerli yerini bulur. Abartı gerekmez isveç’de. İzleyicinin ne aradığı da önemli değildir. İzleyicinin illa da hoşnut olması beklenmez, herhangi zorlama gösteriş düşkünlükleri sergilenerek. ‘Çalım atmak’ bir sunum söz konusu ise, kimse başvurmaz buna. Doğaçtan izlenimler kişinin algı performansına bırakılır. Kişinin/bireyin arkaplanında ne varsa, İsveç üzerine daha önceden oluşan yargı/önyargı umursanmaz.

Evet, Skansen’den içeri girdiniz yürüyen merdivenlerle yukarı çıktınız. İlk bakışta burada hayranlık duygularınızı gıdıklayan görüntüler yoktur.

Önde açılan geniş platformda her izleyici için olağan Stockholm ile yüzyüze gelirsiniz. Gösteriş budalalığının olmadığı İsveç ya da İskandnavya tavrıdır bir bakıma bu da. Çocuk, erişkin, ergen, erkek, kadın, yaşlı kim olusa olsun bu bir olgudur.

Sağ yöne ya da sol yöne nasıl dilerseniz öyle yürüyün. İzleyicilerin yarıya yakınını da çocuklar hatta arabaları ile getirilen bebeler olarak gördünüz. Dedim ya, önkoşul olarak, ‘İsveç duyarlığına, zevkine’ uzak ve kapalı iseniz ya; ‘geldik, para da ödedik, sağa sola biraz bakalım,’ der rastlantısal devinimlere kendinizi bırakır yürürsünüz.Ya da; bu noktadan sonra ya sıkılıp hemen aşağıdaki bir lokantaya iner ve çene çalarak yemeye içmeye başlayabilirsiniz. Seçenek sizindir! Özel bir yanılsama peşinde mi oraya gittiniz?

Ben size soruyorum! Siz de bana soruyorsunuz! Böyle ise, kazananları ve yitirenleri bana soracak olusanız derim ki;

Tez elden sıkılanlar, ve aşağı inerek verdikleri giriş ücretini de umursamayanlar, yitirirler. Hiç de önbilgisi olmadığı halde; ‘geldik.. sağa sola biraz bakalım,’ diyerek izlemeyi kırık dökük olsa bile.. evet olsa bile.. sürdürenler, kazanır.

Skansen, önyargılarla olsun yola çıkanlar için sırlarını ve yalın/doğaçtan güzelliklerini açıp göstermez.

Evet, illüzyona yol açan öge kullanımı yoktur ve bu genel İsveçli tavrıdır. İster İşçi Sınıfı, aristokrat, ya burjuva zevki olsun sergilenen, göz boyama niyeti aramayın; yanıltma payı sıfırdır Skansen'de.

Tekin SonMez