23 Aralık 2009 Çarşamba

Stockholm ve Hedniskt Mitoloji; On ikinci yazı


Değerli İzleyici,

Bu satırları yazdığım sırada, Feryal Hanım çok güzel bir video çekimi ile döndü. Ben sabahleyin fotoğraf çekimi için çıktım, fakat bu video öne geçti ve sunum yerini aldı hemen. En aşağıda Orman Yüksek Okulu öğrencilerinin üretim ve katılım etkinliği olarak Noel ağaçları satışını izleyeceksiniz. Hemen tıklayınız.

Evet! Akpak bir Noel/Jul yaşanıyor burada. ‘God Jul, Gott Nytt År’ yazıları görünüyor vitrinlerde. Hıristiyanlık öncesi Hedniskt pagan bir inancalar zinciri yaşandı Kuzey’de. Upsala’da yapılan kazılarla bin yıl öncesine ait böyle bir tapınım kurban altarı, açılan bir tümülüste pekçok şaşırtıcı kral eşyaları bulundu.

Ayrıntıları başka bir güne kalsın. İskandinavya, İsland, Germen mitolojisinin kısa verileriyle ve Vagner'in trajik opera figürleriyle yetinip günümüzdeki karlı akpak Stockholm Noel'ine dönelim.

Kuzey’e Hıristiyanlık geç gelir. Roma İmparatorluğu’nun (İÖ 340) İstanbul’u Hıristiyanlığın ve Roma’nın başkenti yapmasıyla birlikte paganizmden uzaklaşıp Hıristiyanlığa geçmesi ardılı Avrupa bu değişime ağır aksak ayak uydurmaya koyuldu.

Kuzey, özellikle Beyaz Viking kabilelerinin egemen olduğu İskandinavya, kılıç zoruyla İsa’nın Tanrı oğlu olduğunu onayladı. Eddan Sagaları, bu konuda şiirsel ve belgesel bir göstergedir.

En eski ya da şiirsel Eddan (Semunds Edda) anonim toplamıyla en eski Kuzey Tanrı ve yarı tanrılarını, Vikingler’in İzlanda keşifleri (1200) evresini anlatır. Bunların arasında ‘Havamal’ ve ‘Voluspa’ vardır. Daha ‘Genç’ ya da ‘Prosa/koşuklu Eddan’ ise 1220’lerde, Snorre Sturlasson ile Kuzey Mitolojisi olarak karşımıza çıkar.

Bu kısa verilerden sonra, Hıristiyanlık, aşağı yukarı ne zaman buradaki toplum katlarınca onaylandı yanıtını alırız. Toplum katları derken, piramitin doruğunda siyaset/yaşam değişimini (örnekse Yavuz Sultan Selim’in Sunni İslamiyet’i Osmanlı'ya siyasi erk olarak monte etmesine karşı, halkın dipten gelen tepkisi) kabullenme durumu, aşağıya doğru çoğu kez baskıyla onaylatılır ve yine çoğu kez kanlı olur.

Kuzey Ülkeleri de bu tür Din/Siyasası olgularının dışında kalamaz. Vikinglerin, ormanlık bölgelerde, Roma Lejonları’na karşı savaşa savaşa kuzey’e çekilişlerini, bu sırada pagan tanrılara bağlıklarıyla seve seve ölüme koştuklarını anlatan filmler de yapılmıştır.

Evet! Vagner’in yarısı Kelt mitolojik figürleriyle kurduğu operalarda, Kuzey Tanrılar Pentaonu temelinde bu temayı buluruz. Geçenlerde Stockholm Kraliyet Operası’nda sergilenen ‘Valkyrian' da bu konuyu işler.

Eddan Sagaları’ndaki büyük Tanrı Votan/Oden ile ilişkin bir trajedidir bu opera. Oden daha güçlü tanrıların gazabına uğramış, bir gözünü yitirmiş ve lanetli kargışlı yazgısından kurtulmak isterken alt tabakada olanlara acı vermiş bu öyküye göre.

Böylece Kuzey Avrupa ve İskandinavya Noel ile, İsa ile, Meryem ile, kısaca Hıristiyanlıkla yaklaşık 900’lerde tanışmaya başlar. Bu nedenle Fransa ve İtalya ve İspanya’da uzun süren karanlık Hıristiyan Ortaçağ’ı, Almanya ve daha Kuzey’de İskandinavya’da ise daha hafif bir düzlemde yaşanır. Salt İzlanda’da değil 1200’lerde bile Eddan’ın pagan tanrıları inancalarıyla İskandinavya’da, İsveç’te insanları yaşarken bulabiliriz. Bu açıdan İtalya ve İspanya'da olan bir Noel ile İsveç'te farklar olduğunu bilmekte yarar var. Hatta İspanya'nın Güney Amerika anakarasına taşıyıp kanlı bir uygulama ile yerleştirdiği İsa/Meryem ruhaniliği İsveç'ten çok sıkı ve gergindir.

Şimdi bu kısa verilerden sonra, yumuşak kar gibi bir serinkanlılıkla Noel'i bekleyen Stockholm'e dönüyoruz. İtalya, İspanya, Guatemala, Meksika gibi ülkelerde kitlesel gerginlikle yaşanır bu günler. Bu satırların yazarının tanık olduğu gibi Guatemala'da İsa'nın çarmıha gerilişi ve haftalar sonrası gökyüzüne yükselişi yüzbinlerin katıldığı gerilimle yüklü kitlesel törenlere dönüşür.

Kuzey'de sessizlik ve hoşgörü ile içselleşen bireysel etkinliklerdir ve lapa lapa yağan kar yumuşaklığı ile sütbeyaz bir Noel beklenir, umulur kitlesel olarak. Hem törensel açıdan hem de bireyin içsel duyumları açısından arada dağlar kadar büyük fark vardır.

Hafta içi bir komşu ile asansörde karşılaştım. Konu olsun diye ‘kar yağıyor’ dedim. ‘Umarım apak kar ile mükemmel Noel olur, çok güzeldir,' diye vurguladı ve benden de vurgulu onay bekledi.

Bu şu demektir! İsveçli, Noel’i sütbeyaz/apak görmek ister. Kırmızı iri yapraklı noel çiçekleri saksılarda satılır. Karasal iklimlerde olan Noel ile İskandinavya’daki durum, salt görsellik açısından değil ruhsal/duyumsal açıdan da farklıdır. Şöyle de farklıdır, kar duygusu, her şeyi temizlenmişlikle, günübirlik yaşama yeniden başlama isteği verir burada insanlara.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 23 Aralık 2009