22 Mart 2010 Pazartesi

Stockholm båtmässan firar 75 år en framgångsrik historia, Första allt för sjön gick av stapeln I augusti 1922 ute I saltsjöbaden; on beşinci yazı

Kuzey'de kitlesel denizcilik ve bot fuarı yetmiş beş yıllık bir öykü ve başarılı bir tarih yazıyor.

75 yıl önce Saltsjöbaden’de başlayan küçük birkaç tekne gösterisi bugün insanların koştuğu kuzeyin en büyük deniz, bot kültürü fuarına dönüştü.

Bu yılın proje başkanı Thomas Sandberg çok mutlu, hatta heyecanla diyor ki; ‘Bu fuarı her yıl yaklaşık yüz bin kişi ziyaret ediyor. Hafta sonunda Vahşi doğa ve Balık avı fuarlarıyla paralel devam eden Bot fuarına tahminlere göre yaklaşık 115 bin ziyaretçi geldi.’
75 yıl önce bir şaka, gibi Ağustos güneşinde oynanan bot yarışı oyunu, bugün dünyanın en eski ve büyüklerinden birisi oldu. Bu bot fuarının ereği var mı ve nedir?

Tarih ve deniz perspektifi ile baktığımızda bunun yanıtını hemen buluruz.

Unurmayalım! Burası İskandinavya ülkelerinin yerleştiği, Kuzey yarım kürenin batı ucudur. Bu ne demektir? Vikinglerin Norveç; İzland kıyılarından küçük botlarla batıya kürek çekerek Amerika anakarasına çıkışları demektir.

Günümüzden bin yıl, Christofer Columbus'tan beş yüz yl önce Kuzeyli Leif Erikson basit bir tekne ile ilk Avrupalı olarak kuzey Amerika'ya ayak basmıştı.

İş bu kadarla kalsa! Bakın bu Viking kalkı, Doğu’dan Rusya üzerinden ırmaklarda su bentleri yaparak teknelerini yukarı çekip aşağı indirerek Karadeniz’e yine bin yıl önce İstanbul’a inmişlerdir.

Hem de denizciliğin henüz gelişmediği, bir teknoloji devri olarak buharla işleyen makilerin yapılmadığı bir dönemde gerçekleşiyor bu.

Şunu da unutmayalım! Bugünkü Rize, Giresun, Trabzon, Samsun kıyılarını da yağmalayan bu vikingler daha sonra buralarda iskan olmuş, yerleşmiş ve 'Laz' denilen ünlü karadenizli mavi gözlü sarışınların bugünlerde Türk tanımı ile varoluşlarını da sağlamışlardır. Şöyle ki bir dönem Grek kolonisi olan bu kıyılar aslında bin yıl önce Vikingler tarafından iskan edilmiştir. Böyle deniz kültürü ile dünyanın her yanına kürek çeken, pusulasız, rüzgarına göre yelken açan bu topluma kısadan bir tanım istenirse ne dersiniz? Deniz halkı!

Bu deniz halkı, şimdi bot fuarı yapabilir mi yapamaz mı? On gün içinde bir fuara, üstelik çocuk, kadın, yürüme engeli demeyip yüz bin kişiyi gülüp oynayarak çekebilir. Ne ulaşım sorunu ne de altyapı sorunu çıkmaz ortaya.

Yetmiş beş yıl önceye dayanan bu performans, aslında bin yıl öteye gitmekte ve tarihsel potansiyelle bu kapsamlı fuar yapabilmektedir.

Bu fuarın işlevi nedir? Ne yapılır bu fuarda? Bu ekonomik krizde, milyon dolarlık botların satışı da dahil her türlü yenilikler teşihir edilir ve 20 bin adacık ile sınırları belli, sekiz dokuz milyon nüfuslu bu ülkede modern toplum ilkeleriyle toplam nüfusun her iki üç kişisinden birisine bot sahipliği olanaklarını da sunar.

Bir anlamda boş zamanları değerlendirme okulları gibi denizcilik kurslarını bir hobi yöntemiyle ve kitlesel olarak herkesin hizmetine de verir.
Sevgi, İçtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 22 Mart 2010